Dert
“Dünyaya gelme nedenlerimizden biri de ‘yargıladığımızı’ bağışlamaktır.”
Yargı genellikle başkaları hakkındaki kararlarımız gibi düşünülse de yargı karar verdiğimiz herkes ve her şey için geçerlidir.
Her yargımız bu hayattaki tekamülümüzde veya bir sonraki hayatımızdaki tekamülümüzde şifalandırmamız gereken bir konu “dert” olur.
Yargı; yaratılmışta, yaşananda / akışta hata bulmaktır. Dolayısıyla her şeyin yaratıcısı olan Allah’ta kusur bulmaktır. Oysa ki her şey zaten olması gerektiği gibidir.
Yargılamamak; cinayetleri, hırsızlıklar, haksızlıkları vb. durumları haklı bulmak anlamına gelmez. Bizim dünya görevlerimizden biri ulan şifa olmak bu durumları da kapsar. Bu tür durumlarda yargısız kalın, dua, niyet ve olumlu eylemler ile Allah’ın şifa, merhamet ve nuruna aracılık edin. Onlar ve siz şifalanın.
Demirci ham demiri kor ateşte ısıtır sonra çekici ile döver sonra tekrar ısıtır ve tekrar çekici ile döver ta ki o ham demir düzelip olması gereken alet olana kadar. Bu süreçte demirin çekmiş olduğu sıkıntılı süreç hamd sürecidir. Sonunda olması gerekene dönüşünce ise şükür olur.
Her yargı o demirdeki eğriliktir. Her eğrilik bir derttir ve derman olan ateş ve çekiç ile düzelir.
Ham demirin alet olmasıyla işler yapılır. İşler ise şifadır.
Herkesin ve her şeyin olduğu gibi ham demirin de tek ve her şey olana ulaşma niyeti vardır. Ulaşma yollarından biri de şifaya aracılık etmektir. İşte bu niyet onu kor ateşte yanma ve çekik ile dövülme derdine götürür. Ancak bu dert sayesinde asıl niyetine yani şifaya aracılık etmeye ulaşır.
“Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş” Niyazi Mısri
Hamdolsun derdimiz var şükürler olsun dermanımız var.
Sevgiyle,