Bismilllah, bismillah, bismillahirahmanirahim Elhamdulillâhi rabbil’alemin, Errahmânir’rahim, Mâliki yevmiddin, İyyâke na’budu Ve iyyâke neste’în, İhdinessirâtal mustakîm, Sirâtallezine en’amte aleyhim Ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn.Amin Allah’ım;Bu güzel kadir gecesindeBu güzel fırsatlar gecesindeBizleri bağışlaSen affetmeyi seversin bizleri affetGünahlarımızı bağışlaYanlış anlamalarımızı, çaresizliklerimizi, isyanlarımızı, kıskançlıklarımızı, hırslarımızı, öfkelerimizi, nefretlerimizi, korkularımızı, bizi senden uzaklaştıran ve dünyada kaybolmamıza sebep olan her şeyi bağışlaTüm dünyevi etkilerin, tüm dünyevi seçimlerin, tüm dünyevi kayboluşların bizler üzerindeki ve hayatımız üzerindeki etkilerini sonlandır.Sen affetmeyi seversin, beni affetSen affetmeyi seversin, bizleri affetSen affetmeyi seversin, bütün kardeşlerimizi affetBizleri tekrar sevgine, merhametine ve ışığına ulaştır Ya rabbim;Sevgini seçiyorumIşığını seçiyorumMerhametini seçiyorumSevgini çağırıyorumIşığını çağırıyorumMerhametini çağırıyorumBeni doğru yola iletDoğru yolda…

Araf Suresi 11-27 Ayetleri 11. Andolsun, sizi yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere, “Adem için saygı ile eğilin” dedik. İblisten başka hepsi saygı ile eğildiler. O, saygı ile eğilenlerden olmadı.12. Allah, “Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?” dedi. (O da) “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın” dedi.13. Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi.14. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.”15. Allah da, “Sen süre verilenlerdensin” dedi.16. Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni…

“Dünyaya gelme nedenlerimizden biri de ‘yargıladığımızı’ bağışlamaktır.” Yargı genellikle başkaları hakkındaki kararlarımız gibi düşünülse de yargı karar verdiğimiz herkes ve her şey için geçerlidir. Her yargımız bu hayattaki tekamülümüzde veya bir sonraki hayatımızdaki tekamülümüzde şifalandırmamız gereken bir konu “dert” olur. Yargı; yaratılmışta, yaşananda / akışta hata bulmaktır. Dolayısıyla her şeyin yaratıcısı olan Allah’ta kusur bulmaktır. Oysa ki her şey zaten olması gerektiği gibidir. Yargılamamak; cinayetleri, hırsızlıklar, haksızlıkları vb. durumları haklı bulmak anlamına gelmez. Bizim dünya görevlerimizden biri ulan şifa olmak bu durumları da kapsar. Bu tür durumlarda yargısız kalın, dua, niyet ve olumlu eylemler ile Allah’ın şifa, merhamet ve nuruna…

Çocukların hayallerinin sınırsız ve sayısız olduğunu hepimiz biliyoruz. Onlara hayallerin peşinden koşulmamasını söyleyenler ise hayallerini gerçekleştirememiş ve hatta bunun için çaba sarf etmemiş yetişkinler söyler. O yetişkinler çocukken onlara da onların yetişkinleri söylemişti. Hayalin büyüğü küçüğü olmaz sadece ne kadar inandığınızla alakalıdır hayallerin gerçekleşmesi. Hayal niyetin başlangıcıdır. Niyet ise ilahi olana gönderilen deneyim yol haritası mektubudur. Buradaki yolun sonu her ne kadar niyetin / hayalin gerçekleşmesi ise de asıl olan o yoldan nasıl geçtiğinizdir. O yolu geçerken nasıl geliştiğinizdir. Çocuklar saftır ve unutmamıştır. Bizlere verilmiş bu gerçekleştirme gücünü bilirler ve sınırsızca hayal ederler.  Küçük düzeyden en büyük düzeye kadar yani…

Her birimize günlük, haftalık, aylık veya yıllık yaşantımızla ilgili bir şeyler sorunluğunda genelde yaşanan zorluklardan bahsederiz. Bazıları zor, bazıları daha zor, bazıları ise çok zordur. Bu zorluk seviyesi genelde bizim sorunları ne kadar çabuk çözdüğümüz veya çözemediğimizle alakalı olur. Ancak işin özünde zorluk seviyesini bu sorun karşısında ne kadar aciz kaldığımızla alakalıdır. Ne kadar aciz kalırsak sorun o kadar zordur. Zorluklar karşısındaki davranışlarımız, tutumlarımız ve eylemlerimiz o sorunun çözülmesini sağlıyormuş gibi görünür. Oysaki çabalarımız olayların akışını değiştirmez. Her şeyde olduğu gibi bu olay ve akışlarda sadece rahmani iradenin sonucudur. Zorluklar kusursuz ruhumuzun kusurlu dünya ve kusurlu bedendeki tekamül yolculuğunun bir…

Neden bu sıkıntılar var? Derler ki; kişisel veya bütünün ruhsal planını için bu sıkıntılar daha en baştan murat edilmiştir.Bu kötü bir şey değildir. Peki bunların art arda gelmesi neden? Dünyanın hızla değiştiğini ve bu değişim içerinde ise insanlık ve insanlık bilincinin de hızla değiştiğini görüyoruz.Bu değişim sürecinde birçok bilgi açığa çıktı. Açığa çıkan bu bilgilere ise erişim çok kolay oldu.İstediğimiz bilgiye, kitaba dakikalar içerinde internet üzerinden rahatlıkla erişebiliyoruz.Hatta bu bilgilere birçoğumuz erişiyoruz da.Her şey bu kadar açık, ortada ve erişilebilirken bu bilgilere kayıtsız kalınması ise pek alışılmış bir durum değil. İnsanlar dünyada ve hayatta kaybolmuşlar.Rahmani irade ise insanlara hayatları ve…

Berat mana olarak borçtan kurtulma, temize çıkıp aklanma, ceza ve sorumluluklardan kurtulma gibi anlamlara geliyor. Berat Kandili ise Allah’ın kullarına bağışlanma kapılarını ardına kadar açtığı, bağışlanmak isteyenlerin günahlarının bağışlandığı zaman dilimi olarak söylenebilir. Peki günah nedir?Halk dilinde Allah’ın tasvip etmediği, kendine ve/veya başkalarına zarar / kötülük veren durum, söz ve davranış. O zaman Berat Kandilinde günahların bağışlanması demek bu kötü durum, söz veya davranışların cezasız olarak affedilmesi anlamına geliyor. Allah bize özgür irade vermiş. Sonra karşımıza bir seçim çıkarmış. Bu seçimlerden bir iyi diğeri kötüymüş. Özgür iraden var; birini seç demiş. Biz kötü olanı seçince de bizi cezalandırmış. Peki hani…

Her gün yapmış olduğumuz irili ufaklı seçimlerimizden değil de biraz daha büyük karşı taraf olarak gördüğümüz birden fazla kişinin karar vermesi ve etkilenmesi durumları üzerinde bir şeyler söylemek istedim. Benim düşüncelerime sahip topluluk yani biz ile bizim düşüncelerimize sahip olmayan topluluk yani onlar; ne kadar farklıyız değil mi? Onların seçimleri bizi etkiledi, etkiliyor ve etkileyecek. Onların seçimleri ne kadar hatalı ve cahilce! Onlar yüzünden bütün bu yaşananlar ve olası bütün olumsuzluklar! Peki bu görüş açısı sadece bizde mi var? Biz böyle düşünüyorsak onların da bizim hakkımızda böyle düşünecekleri kesin gibi. Oysaki aynı ortamda aynı öğrenme ve şifa ihtiyacının bizleri birbirime…

Doğduğumuzdan beri bize öğretilen iyi insan ol, oku, iş sahibi ol, iyi eşin olsun ve ölüme kadar bunu sürdür. Peki neden buradayız? Bütün bu düzenin anlamı ne? Neden büyürken bize bu soruların cevapları verilmez? Yani koskoca evrenin ve bu muhteşem düzenin hiç bir anlamı yok mu? İyi şartlarda 80-90 yıl yaşa ve öl müdür?

Uyanmak gözleri aralamak ile başlar. Zannediyorum biraz araladım ve gördüklerimi unutmamak için kendime notlar alacağım. Hadi başlayayım!