Seçim
Her gün yapmış olduğumuz irili ufaklı seçimlerimizden değil de biraz daha büyük karşı taraf olarak gördüğümüz birden fazla kişinin karar vermesi ve etkilenmesi durumları üzerinde bir şeyler söylemek istedim.
Benim düşüncelerime sahip topluluk yani biz ile bizim düşüncelerimize sahip olmayan topluluk yani onlar; ne kadar farklıyız değil mi? Onların seçimleri bizi etkiledi, etkiliyor ve etkileyecek.
Onların seçimleri ne kadar hatalı ve cahilce! Onlar yüzünden bütün bu yaşananlar ve olası bütün olumsuzluklar!
Peki bu görüş açısı sadece bizde mi var? Biz böyle düşünüyorsak onların da bizim hakkımızda böyle düşünecekleri kesin gibi.
Oysaki aynı ortamda aynı öğrenme ve şifa ihtiyacının bizleri birbirime bağladığı tek bir grubuz. İşte bu grup ortak şifa, tekamül ve farkındalık yolunda ilerler.
Dünya denen sınav ve deneyimleme yerinde anlamsız bir yarış ve üstünlük düzeni yoktur. Amaç yarışı kazanmak üstün olmak değildir. Her düzeyde ve her alanda ne kadar merhamet ve sevgi hissedebildiğimizle, yaşayabildiğimizle ve yaşatabildiğimizle alakalıdır.
Bu anlamda ölçüm aynı düşünce yapısına sahip olduklarımız yani biz üzerinden değil de yargıladığımız, ayrı gördüğümüz, hor ve cahil gördüklerimiz yani onlar üzerinden yapılır.
İçimizdeki duygular onların sevgiye layık olmadıklarını söyler. Hatta daha da ileri gider tanrı rolüne bürünür onları düzeltmeye çalışırız. Bu duygu ve düşüncelerle firavunlaşır her türlü ilahi yardımı kendi elimizle keseriz. Oysa hatırlanması gereken hepimizin bir ve sevgiye layık olduğudur.
Bizim bir gruptaşımızı, onlardan birini sevgi ve merhamete layık görmemiz bizim bu kişi ile ilgili ölçümü başardığımız anlamına gelir. Ancak o kişinin hatalarını, yanlışlarını ve günahlarını onayladığınız anlamına gelmez. Kaldı ki hatalarımız, yanlışlarımız ve günahlarımız bu tekamül oyunundaki en önemli araçlarımızdır.
Unutmamamız gereken şey şudur; bizler sadece kendimizden sorumluyuzdur. Başkalarının seçimlerini etkileyebiliriz ancak etkilememiz gerekir. Örnek olabiliriz ama baskılayamazyız. Bizlere sevgi ve merhamet sıçraması için verilen bu durumun benzeri onlara da onların anlayacağı şekilde verilecektir. Ancak bu durumu ne şekilde kullanacakları onların seçimidir.
Ama onların seçimleri bizi etkiliyor hayatımızı zorlaştırıyor mutsuz ediyor diyeceksiniz. Ben böyle bir şey olmuyor demiyorum hatta tekamül için bunun gerekli olduğunu hatırlatıyorum. Onların seçimleri bizi etkiliyor, hayatımızı zorlaştırıyor, mutsuz ediyor; buna biz izin veriyor ve olanaklı kılıyoruz. Çünkü onları yargılıyor onlar hakkındaki kararı Allah değil ben verdim ve ben uygulayacağım diyoruz. Bu eylem ile putlaşıyor, Firavunlaşıyoruz. Kibrimizle küçük gördüğümüz onlardan bir Musa’yı bizim kibir krallığımızı yıksın diye hayatımıza çekiyoruz.
Yargıladığımız her kişi, durum ve yaşantı hayatımıza çekilir. Biz yargılamamayı, bağışlamayı, koşulsuzca Allah gibi sevmeyi öğrenene dek bu durum böyle sürecektir.
Doğru olmak, iyi olmak ve güzel olmak gerekli ancak en önemlisi bir başkasının yanlışı, kötüsü ve çirkini yüzünden yargılamadığımızdan bize sorulduğunda sevgi ve merhamete layık olduğunu bildiğimizden, gördüğümüzden emin olmaktır.
Seçimimizi yaparken Allah’a sığınarak seçiminizi yapalım. Seçiminizle “ben buradayım ve burada olmamın hepimiz için en hayırlı yer olduğuna inanıyorum. Sen de nerede olmanın hepimiz için en hayırlı olduğuna inanıyorsan orada git dur.” demiş oluruz. Ve neyi seçersek seçelim merhameti, sevgiyi ve rahmeti seçmiş oluruz.